Skip to main content
SUSKUNLUK SANATI

Search This Blog

Price: October 09, 2020
  • Get link
  • Facebook
  • X
  • Pinterest
  • Email
  • Other Apps


 

Edebiyat Fotoğraf günlükten alıntılar
  • Get link
  • Facebook
  • X
  • Pinterest
  • Email
  • Other Apps

Popular Posts

Image

Kuantum Fiziği: Günlük Hayattan Evrene Derin Bir Yolculuk

  Kuantum fiziği, çoğu insan için soyut ve karmaşık bir bilim dalı gibi görünse de, aslında hayatımızın her alanında etkisini hissettiğimiz bir gerçektir. Mikro ölçekte gerçekleşen bu fiziksel olaylar, makro dünyamızın işleyişini de önemli ölçüde etkiler. Modern teknolojilerden biyolojik süreçlere, hatta insan bilinciyle ilgili teorilere kadar uzanan geniş bir yelpazede kuantum mekaniği, sandığımızdan çok daha fazla iç içe olduğumuz bir alandır. Kuantum fiziğinin günlük yaşamımıza olan etkilerini, somut örnekler ve bilimsel açıklamalar eşliğinde detaylandıracağız. 1. Kuantum Fiziğinin Temel İlkeleri a) Dalga-Parçacık İkiliği Kuantum mekaniğinin en şaşırtıcı özelliklerinden biri dalga-parçacık ikiliğidir. Elektronlar ve fotonlar gibi temel parçacıklar hem dalga hem de parçacık özellikleri gösterebilir. Ünlü Çift Yarık Deneyi, bir parçacığın aynı anda farklı yolları izleyebileceğini ve gözlem durumuna bağlı olarak farklı davranışlar sergileyebileceğini göstermiştir. b) Kuantum Süperp...

Ben

Ben bu günlere kolay gelmedim ki. Her zaman kendimle savaştım, sonra kendime teslim olmayı tasavvufu öğrendim. Her kendimden nefret ettiğim gecenin sabahında kendime sarılarak güne başladım. Kendimi herkesten daha çok sevdim. Kendim gibi olan insanları çevreme dahil ettim. Onlarla bir arada olmak, evrenin bana verdiği en büyük hediyesi. Çok emek var, şu an meyvesini yiyorum. Bu meyve gözyaşlarıyla sulandı, sessiz çığlıklarla büyüdü. Nice gece vardı, yalnızlığın bile beni terk ettiğini sandığım… Ama her defasında içimde bir ışık yandı. Küçücük, titrek   ama beni yeniden hayata bağlayan bir kıvılcım. Kendimle yüzleşmekten korkmadım. Karanlık yanlarımı saklamak yerine sarıldım onlara. Çünkü biliyordum ki, ışık da karanlığın içinden doğar. Kırıldığım yerlerden güçlendim, incindiğim yerlerden kök saldım. Kendime dost oldum. Sessizce konuştuğum, ama en derinden duyduğum dost. Artık başkasının değil, kendi gözümde değerliyim. Ve bu fark ediş, bana en büyük özgürlüğü verdi. Şimdi haya...

Ben Denize Hasret, Sen Galata’ya

Aşık olduğum bir şehirde yaşıyorum. Evet, tam da öyle… İçinde kaybolduğum, zaman zaman nefes alamadığım ama bir türlü bırakamadığım bir şehir. Her sokağında bir anı, her köşesinde bir çelişki gizli. Kalabalığı bazen boğuyor, insanları yoruyor, kaosu her gün biraz daha içimi daraltıyor. Ve tüm bunların arasında, yine de bu şehirden kopamıyorum. Yaşamak zor burada. Gürültünün arasında sessizliği, insanların arasında yalnızlığı, gökyüzüne uzanan binaların arasında özgürlüğü arıyorum. Bazen kaçmak istiyorum; uzaklara, denize, doğaya… Ama uzaklaştıkça anlıyorum ki bu şehir de bir parçam olmuş. Ne kadar kırgın olsam da, özlüyorum. Uzakta kalınca burnumda tüten, "Ben denize hasret, sen Galata’ya" dediğim o şehir… Bazen bir martı sesiyle, bazen eski bir tramvay çanı ile hatırlatıyor kendini. Gitsem olmuyor, kalsam yetmiyor. Belki de bu şehri sevmek böyle bir şey… Hem yorar, hem bağlar. Hem uzaklaştırır, hem geri çeker. Çünkü bazı şehirler vardır, insan orada yaşamaz, orada kendini ar...
Powered by Blogger
Blogda yer alan yazıların her hakkı yazarına aittir.İzin alınmadan hiçbir şekilde kullanılamaz..