Otto Rank'a göre insan, anne karnında pek mutludur ve hayatı boyunca da bu anlara hasretlik duyar. Bence de öyle. Nasıl desem dünyayla hiç bir bağlantın yok. Düşünsene sorunların yok, dertlerin yok korkuların yok. Bir insan nasıl olur da o anlara hasret kalamaz. Bunların yanı sıra düşüncelerim sığdırmak istemediğim sürekli kaçmakla yetindiğim dertlerimin olmasını da istemezdim. Kısacası dünya kelimesiyle ve ilk soluk alış gibi benzeri şeylerle de tanışmak istemezdim. Hoş geldin dediklerin de benim yerim burası değil demeyi de çok isterdim. Sonrasını düşünemiyorum, aslında düşünmek istemiyorum. İstemediğim şeylerin benim elimde olmamasınaysa çok üzülüyorum. Elimden bir şey gelmiyor işte. Kabullenmek bu olsa gerek. Tek yaptığım veya yaptığımız şey hayatın koşuşturmacasına da sürüklenmek. Bunu yaparken en önemlisi mutlu olmaya çalışmak değil mi. Ya da ben yanlış mı düşünüyorum. Zoraki yaptığımız şeylerle insan mutlu olabilir mi demek geçiyor içimden. Göreceli bir konu olduğundan tartışmaya açık bırakıyorum.